Tekin, “İnsana, hayata ve adalete nasıl baktığımız en çıplak haliyle ele veren alanlardan birisi engeli olan kardeşlerimizin hayatlarıdır. Engellilik, toplumsal, zihinsel ve ahlaki bir düzlemde hepimizi içine alan bir sınama alanıdır. Bir insanlık sınamasıdır. Dünya Sağlık Örgütü verileri her bir toplumda ve her coğrafyada milyonlarca insanın farklı tür ve düzeylerde engellerle yaşadığını ortaya koyuyor. Yani karşımızda artık görmezden gelemeyeceğimiz küresel bir gerçeklik var. Mukaddes rehberimiz Kur'an-ı Kerim'de gerçek körlük ‘gözlerin körlüğü değil, kalplerin körlüğüdür.’ buyrulur. Aynı şekilde anlamayan kalplerden işitmeyen kulaklardan görmeyen gözlerden de söz eden ayetler eksikliği, fiziksel bir durumun ötesine taşıyarak insanın hakikatle ilişki kurma biçimine işaret eder. Böylece engellilik sadece tıbbi ya da hukuki bir kategori olmaktan çıkar. İnsanın kalbiyle zihniyle, vicdanıyla kurduğu niteliğini sorgulayan bir çerçeveye dönüşür ve kim gerçekten mahrumdur sorusunu hepimizin önüne koyar. Açık söylemek gerekir ki; hepimizin bir engeli var, kimisinin engeli görünür. Açıkça herkes tarafından fark edilebilir biçimde. Kimisinin de biraz önce ifade ettiğim gibi göremediğimiz engelleri var. Kalpleri mühürlemiş engeller var. Türkiye'de de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bilhassa son 20 yılda her alanda olduğu gibi engellilik alanında da önemli bir zihniyet dönüşümüne şahitlik etti. Engelliliği merhamet söylemine sıkışmış bir başlık olmaktan çıkardık ve insan onurunu merkeze alan hak temelli bir noktaya taşıdık. Bizler de Milli Eğitim Bakanlığı olarak geçtiğimiz eğitim öğretim yılında uygulamaya koyduğumuz Türkiye Yüzyılı maarif modeli de bu yorumun eğitim alanındaki çerçevesini oluşturacak ve onu kurumsallaştıracak. Her bir çocuğumuzu hangi gelişim özelliğine sahip olursa olsun, bu medeniyet tasavvurunun saygın bir özneni olarak gören engellilik karşısındaki hak, adalet ve merhamet ölçülerimizi nesiller boyu taşıyacak bir eğitim iklimine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Altyapısını yaptığımız yatırımlar neticesinde bugün geldiğimiz noktada ülkemiz, güçlü ve yaygın bir özel eğitim ekosistemine kavuşmuş durumdadır. Uluslararası alanlarda var, uluslararası toplantılarda var. Türkiye'de bu konuda yaptıklarınızı anlatırken birçok ülkenin eğitim bakanı, Türkiye'nin bu tecrübesinin transfer etmek yerinde görmek üzere Türkiye'ye ziyaret edeceğini bizlerle paylaşıyor.” dedi.
'EKİM AYI SONU İTİBARİYLE TOPLAM 40 MİLYAR TL DESTEK ÖDEMESİ YAPILDI'
Özel gereksinimli çocukların eğitim ihtiyaçları kamu bütçelerinden karşıladıklarını ifade eden Bakan Tekin, “Kaynaştırma ve bütünleştirme kapsamında eğitim alan toplam 436 bin 741 öğrencimiz, özel eğitim sınıflarında 97 bin 925 öğrencimiz ve özel eğitim okullarındaki 67 bin 811 öğrencimizle bir birlikte bu hedeflere doğru yürüyoruz. Ayrıca evde eğitim hizmeti verdiğimiz öğrencilerimiz var 10 bin 915 öğrencimiz. Hastanede eğitim öğretim hizmeti verdiğimiz özel gereksinimli öğrencilerimiz var. Özel yetenekli öğrencilerimizin devam ettiği ki yaklaşık 110 bin civarında öğrencimizin devam ettiği BİLSEM’lerimiz var. Ülke genelinde toplam 3 bin 348 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezimiz var. Yani özel sektör tarafından kurulmuş eğitim birimi var. Bunların kayıtlı öğrenci sayısı 605 bin 818. Bu kurumlar da 46 bin 81 eğitim, 12 bin 513’ü personel olmak üzere toplam 58 bin personel görev yapıyor. Burada eğitim alan özel gereksinime ihtiyacı olan çocuklarımızın masrafları kamu bütçesinden özel rehabilitasyon merkezlerine aktarılan kaynaklarla yürütülüyor. Aylık her bir öğrencimiz için 7 bin 808 lira 2025 yılı Ekim ayı sonu itibariyle toplam yaklaşık 40 milyar TL bu kurumlara destek ödemesi yapmış durumdayız.” diye konuştu.