Törene Kdz. Ereğli Kaymakamı Fatih Yılmaz, Karadeniz Bölge Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Yücel Korkut, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, GMİS Genel Sekreteri Yener Arslanbuğa, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürü Talat Tuğrul Toprakçı ve Müessese Yöneticileri, Amelebirliği Başkanı Veli Köktürk ve Amelebirliği Yönetim Kurulu üyeleri, GMİS Armutçuk Şube Başkanı Şanver Turan ve şube yöneticileri, GMİS Merkez Servisleri Şube Başkanı Aysel Yaman Kocabaş, GMİS’e bağlı şubelerin yöneticileri, Maden Şehitleri Aileleri Derneği Başkanı Rıza Kılıçarslan, Belediye Başkanları, Bürokratlar, Sivil Toplum ve Meslek Örgütleri ile siyasi partilerin Başkan ve Yöneticileri, maden işçileri ve öğrenciler katıldı.
MUTLU: TTK’NIN NORM KADROYLA İSTİKRARLI ŞEKİLDE ÇALIŞMASI GEREKİYOR
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Uzun Mehmet’in 1829 yılında kömürü bulması ve 1848 yılında üretimin başladığını belirterek “Kurtuluş Savaşı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, madencilere ve maden havzamıza sahip çıktı. Ülkemizde sadece Zonguldak Havzası’nda bulunan taşkömürü sayesinde Demir-çelik fabrikalarımız, enerji santrallerimiz kuruldu, sanayi kentine dönüştük.
Ve Emeğin Başkenti olduk” dedi.
17 Kasım’ın Genel Maden İşçileri Sendikası’nın kuruluş yıldönümünü olduğunu ifade eden Mutlu, “Bölge insanının sahip olduğu 177 yıllık üretim kültürüyle ve 79 yıllık sendikacılık tecrübesiyle ülkemizin emek sınıfının hak arama ve demokrasi mücadelesinin öncüsü olmuştur” dedi.
GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu’nun konuşması şöyle;
“Zonguldak Maden Havzası’nın ilk şehidi Uzun Mehmet’i, kömürü buluşunun 196’ncı yılında saygı ve rahmetle anıyoruz.
177 yıllık üretim tarihimizdeki tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi, Vatan şehitlerimizi, demokrasi şehitlerimizi, görev şehitlerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz. Mekanları Cennet olsun.
SANAYİ KENTİNE DÖNÜŞTÜK, EMEĞİN BAŞKENTİ OLDUK
Uzun Mehmet’in 1829 yılında Neyren deresinde taşkömürünü bulmasının ardından 1848 yılında resmi üretim tarihimiz başladı.
Kurtuluş Savaşı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, madencilere ve maden havzamıza sahip çıktı.
Ülkemizde sadece Zonguldak Havzası’nda bulunan taşkömürü sayesinde Demir-çelik fabrikalarımız, enerji santrallerimiz kuruldu, sanayi kentine dönüştük.
Ve Emeğin Başkenti olduk.
Bu vesileyle Cumhuriyetimizin ve bağımsızlığımızın kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 87. yılında sevgi, saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.
MADENCİLİK ÖZVERİ VE KÜLTÜR İŞİDİR
Madencilik, dünyanın en zor, en ağır ve en riskli işkollarından biridir.
Madencilik, özveri ve kültür işidir.
Bu kültür sabahtan akşama kazanılmamıştır.
Maden işçileri; bu kültürü, 177 yıllık üretim sürecinde kazanmış, bu uğurda 5 bin şehit vermiştir.
Bölge insanımız acılar yaşayarak madenciliği öğrenmiştir.
Maden Havzamız, taşkömürü üretimi, demir-çelik fabrikaları ve enerji santraliyle uzun yıllar ülkemiz sanayisinin lokomotifi olmuş, ülkemizin gelişip büyümesine büyük katkılar vermiştir.
17 Kasım’da kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız Genel Maden İşçileri Sendikamız, bölge insanının sahip olduğu 177 yıllık üretim kültürüyle ve 79 yıllık sendikacılık tecrübesiyle ülkemizin emek sınıfının hak arama ve demokrasi mücadelesinin öncüsü olmuştur.
Bunun yanı sıra Sendikamız ülkemizin sanayisinin gelişmesi yönünde üretilen politikalara, emekçiler ve çelik işçileriyle omuz omuza vererek büyük katkılar sağladı.
Hep birlikte ülkemizin ekonomisine katkı sağlamak için, halkımızın ve emekçilerin refahı için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.
DEMİR-ÇELİKLER İÇİN TAŞKÖMÜRÜ İHTİYACI HAVZAMIZDAN KARŞILANABİLİR
Türkiye, 1990 sonrası küreselleşme adı altında yürütülen yanlış politikalar nedeniyle demir çelik sanayinin ana hammaddelerinden biri olan koklaşabilir özellikteki taşkömürü ile enerji santrallerinde kullanılan taşkömürü ihtiyacını karşılayabilmek için yılda 38 milyon tondan fazla kömür ithal eder ve her yıl taşkömürü ithalatına milyarlarca dolar öder hale gelmiştir.
Ülkemizin bulunduğu coğrafyada süren enerji ve maden temelli savaşlar ve çatışmalar, yerli ve milli kaynakların değerlendirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
Enerji sektöründe yerli ve milli kömür üretimine yönelik kamu teşviği düzenlemesi olumlu bir gelişmedir.
Benzer bir desteğin demir-çelik ve diğer sanayiye yönelik taşkömürü üretimi için de verilmesi için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Çünkü yeraltında çıkarılmayı bekleyen 1,5 milyar ton taşkömürü rezervimiz var.
Yani ülkemizin, kendi kaynaklarını harekete geçirme ve ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayabilme imkanı bulunmaktadır.
Demir-çelik fabrikalarımızın yüksek fırınlarını çalıştırmak, sanayimizin çarklarını döndürebilmek için havzamızdaki özkaynağımız taşkömürüne ihtiyaç olduğu açıktır.
Başta demir-çelik sanayisinin ihtiyacı olan koklaşabilir taşkömürünü havzamızdan karşılayabilmemiz mümkündür.
Bu gerçekler ışığında ithalatın azaltılması ve Türkiye’nin bu ağır faturayı hafifletmesi için, iş sağlığı ve güvenliğinin tam anlamıyla sağlanarak yerli ve milli kaynaklarının üretiminin artırılması ve TTK’nın; öncelikle yerüstü ve yeraltı işyerlerinde norm kadroyla ve istikrarlı bir şekilde çalışması gerektiğini, böylece ülkemize ve milletimize daha çok hizmet eder duruma geleceğini her fırsatta ve her platformda ilgililere anlattık, anlatıyoruz.
Biz bu gerçekleri sonuç alınıncaya kadar anlatacak ve bu yolda mücadeleyi sürdüreceğiz”.
TOPRAKÇI: TAŞKÖMÜRÜ DEMİR-ÇELİK SANAYİSİNİN GÜVENCESİDİR”
TTK Armutçuk Müessese Müdürü Talat Tuğrul Toprakçı da kömürün bulunuş ve üretim sürecini anlattığı konuşmasında havzadaki taşkömürünün koklaşabilme özelliğiyle ülkemizde tek olan yeraltı zenginliği olduğunu söyledi. Taşkömürünün demir-çelik üretiminin yanı sıra çimento, kimya endüstrisinde ham madde olarak, kağıt ve selüloz endüstrisinde, tekstil sektöründe de kullanıldığını belirtti. Toprakçı, “Havzamızda bulunan taşkömürü, Kardemir ve Erdemir’in taşkömürü ihtiyacının karşılanmasında önemli bir güvence oluşturmaktadır” dedi.
POSBIYIK: TAŞKÖMÜRÜ, ÜLKEMİZİN SANAYİ VE BAĞIMSIZLIK SEMBOLÜDÜR”
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, “Ereğli’nin Kestaneci Köyü’nden Bahriye eri Uzun Mehmet’in keşfi, Cumhuriyetimizin ekonomisine büyük katkılar sağlamış; ülkemizin enerji açığını kapatma yolunda atılan en önemli adımlardan biri olmuştur.
Madencilerimizin azmi, alın teri ve fedakârlığıyla çıkarılan kömür; sadece bir enerji kaynağı değil, ülkemizin bağımsızlık, sanayi ve refah mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.
Bu anlamlı günde; emeğiyle ülkemize ışık olan tüm madencilerimizi saygıyla anıyor, yaşamını yitiren maden şehitlerimize rahmet diliyoruz” dedi.
ERTUĞRUL: İSTİHDAM ARTIRILMALIDIR
Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul da Cumhuriyetin ilk ili ilan edilen Zonguldak’a Atatürk ve arkadaşlarının sahip çıktığını, taşkömürü ocaklarının sanayileşmenin ve istihdamın önemli unsuru haline geldiğini belirtti.
Ertuğrul, “Gelinen noktada yeraltındaki cevherimiz dururken ciddi paralar ödeyerek, 37-38 milyon ton taşkömürünü ithal ediyoruz. Dışarıya döviz ödemek yerine o paraları kendi kurumumuza harcarız, istihdamı artırırız” dedi.
Konuşmaların ardından, öğrenciler şiir okudular ve gösteriler sundular.